Yazının tümünü okumanız gerekmesin diye, bazı bilgiler tekrarlı. Başka bir yeri referans göstermediği sürece ihtiyacınız olan kısmı okumanız yeterlidir.
Ayrıca verilen tüm bilgiler Ağustos 2018 içindir. Verilen bilgileri doğrulayarak hareket etmeniz en doğrusu, tek Saklıkent aracını kaçırmak istemezsiniz.
Tüm yorumlar subjektiftir, benim için müzikli tekne işkence iken sizin için sessizlik ölüm gibi olabilir.
15 günlük Kaş tatilim sırasında edindiğim tecrübeleri sizler ile paylaşmak istiyorum. Tatilim sırasında
TripAdvisor,
Zomato gibi uygulamaları sıkça kullandım, birkaç blog yazısı da çokça yardımcı oldu.
Ancak ziyaretçiler için yeterli kaynak olmadığını düşünüyorum, çorbada tuzumuz bulunsun :) Umarım yardımcı olur.
Kaş'a Ulaşım
Öncelikle, Kaş'a nasıl gideriz? Ulaşımda karayolu kullanılabileceği gibi 2 farklı havalimanı üzerinden de Kaş'a ulaşmak mümkün. Hem
Dalaman hem de
Antalya Havalimanı Kaş'a ulaşım açısından elverişli.
Uçak bileti fiyatlarını biraz incelerseniz
Dalaman biletlerinin biraz daha
pahalı olduğunu göreceksiniz. Bu fiyat farkı kesinlikle verilmeye
değermiş. Zira Dalaman’dan Kaş'a yolculuk
3 saat sürerken Antalya’dan
4 saat sürmekte. Bu 1 saatlik fark ucuz bilet almaya değer gibi görünse de transfer imkanları ve yolun yapısı düşünüldüğünde kesinlikle
Dalaman Havalimanı doğru tercih olacaktır.
Birçok firma çeşitli fiyatlardan Dalaman'a transfer imkanı sunarken (Paylaşımlı ve Özel olarak - Paylaşımlı transfer fiyatları gözlemlediğim kadarı ile 50 TL’den başlıyor), Antalya Havalimanı için yalnızca taksi veya Özel Transfer imkanları mevcut, ki bu oldukça
pahalı.
Eğer Antalya Havalimanı için fiyat açısından uygun bir yolculuk isterseniz,
Batı Antalya firmasının saat başı kaldırdığı otobüsleri kullanabilirsiniz. Ancak bu seferler Havalimanı aktarması için
düşünülmediğinden, köy minibüsünden hallice. Ayrıca rota üzerindeki tüm kasaba ve ilçeler tek tek yolcu toplamayı da göze almanız gerek. Bir diğer kötü yanı ise bu otobüsler Antalya
otogarından hareket etmekte, yani Havalimanı-Otogar aktarmasını da göze almalısınız.
Bu aktarmayı Havalimanı çıkışındaki
Havaş’lar ile yapabilirsiniz. Havaş sizi otogar
girişinde bırakacaktır. Dönüş yolunda girişe yürümek çok zahmetli olacağı için Otogar-Havalimanı aktarmasında taksi kullandım.
20 KM'lik bu yol için
70 TL alıyorlar, ki bu çok ama çok acıtıyor. Kaş - Dalaman Transferleri bile
50 TL'den başlıyordu.
|
Kaş Otogar - Antalya araçları soldaki siyah yazılar |
Plajlar
Kaş'a geldik. Yüzmek istiyoruz. Peki plajlar neler, neredeler, nasıllar? Plajlarda hiç fotoğraf çekmedim ama bana göre plajı en iyi anlatan görüntüyü bulup ekleyeceğim.
Küçük Çakıl Plajı
Gelmeden önce
en çok duyduğunuz plaj büyük ihtimalle Küçük çakıl olacaktır. Bu plaj şehir merkezine makul yürüş mesafesindeki tek plaj, neredeyse merkezde.
Aslında ortada bir plajdan bahsetmek
zor! Zira İki kayalık arasındaki
10 metrelik çakıl küçük bir alanı plaj olarak adlandırmak yanlış olur. Bu alanı plaj olarak nitelemek için bulunan çözüm ise oldukça
basit. Alanın iki tarafına 2 ayrı platform kurmak ve Bu platformları iki ayrı işletmeye vermek.
(Halk) Plajı kültürünü sevenler için tam bir fiyasko. İlk gün bu ünlü “plajı” gördüğümde Kaş'ı terk etmeyi düşünmedim değil.
Bir işletmeye ait, platform şeklinde dizayn edilmiş, müzikli, “
beach” (nasıl tarif etsem bilemedim ama siz anladınız diye umuyorum) tarzı mekanları sevenler için aslında gayet uygun. Neden bu kadar ünlü olduğunu anlamak zor değil.
Platformlardan merdiven aracılığıyla denize girilen plajda yüzme bilmeyenler için makul bir nokta mevcut değil. Ayrıca soğuk su kaynağından çıkan su nedeniyle oldukça ama oldukça
serin sulara sahip.
|
Kaynak: www.illedevilla.com |
Büyük Çakıl Plajı
Küçük Çakıl “Plaj”dan araç ile
5 dakikalık mesafede bulunan Büyük Çakıl plajı, kardeş plajı olan Küçük Çakıl aksine gayet
geniş bir alana sahip,
gerçek bir plaj. Bu plajda da
birden çok işletme mevcut ve şezlonglar işletmeler arasında oldukça karışık bir şekilde paylaştırılmış.
Yemek-İçecek tüketimi yapıldığı takdirde şelong-şemsiye ücreti
almayan işletmeler mevcut. Bu imkanı sağlayan benim hatırladığım kadarıyla tek plajdı. (Emin değilim, işletmeler ile pek işim olmuyor.)
İşletmeleri bir kenara bırakırsak, denizi yüzmeye e
lverişli olacak kadar dalgalı diyebiliriz. Yine bu plajda da bir
soğuk su kaynağı mevcut ancak ufak akıntılara denk gelinmediği sürece pek hissedilmiyor. Her çakıl plajda gerekli olduğu gibi burada da
deniz ayakkabısı oldukça işinize yarayacaktır.
Merkeze yakın olması ve görece güzel bir deneyim bırakması açısından Büyük Çakılı ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ancak aracınız yoksa minibüs imkanı
bulunmamakta. Taksi ile merkezden takriben
20 TL civarına ulaşabilirsiniz.
Not: Bir yerlerde minibüs var diye okudum ama ben bulamamıştım.
|
Kaynak: gezilmesigerekenyerler.com |
İnceboğaz Plajı
Yukarıda bahsettiğim iki plaj Kaş’ın
doğusundan yer alırken İnceboğaz Kaş’ın batısından yer alan ve üzerinde birçok plaj barındıran
yarımadada yer almakta. Bu yarımadanın orta kısmındaki dar alanın sağında ve solunda yer alan 2 alan(arasından yalnızca bir yol geçiyor.) İnceboğaz plaj olarak isimlendirilmektedir. (Belediye-Halk plajı olarak isimlendirilmektedir.) Bu plaja ulaşım şehir merkezindeki caminin yanından kalkan
minibüsler ile mümkün.
Plajın açık denize bakan tarafı dalgalı, iri çakıllı ve çabucak derinleşirken, plajın yarımada tarafından korunan açık denize kapalı tarafı ise oldukça berrak, sığ ve sakin bir suya sahip. Yüzme
bilenler sol tarafı severken,
bilmeyenler sağ taraftan oldukça memnun kalacaktır.
Diğerlerinde olduğu gibi yer bulamadım ama bu plaj bayram süresince bir şekilde en
sakin kalan yer oldu. Tavsiye ederim.
1 Duş, 2 Kabin mevcut.
|
Her iki taraf plaj - Sol taraf açık deniz |
|
Ancak resimler biraz eski, artık böyle gözükmüyor. |
Hidayet Plajı
Hidayet Koyu veya Hidayet Plajı olarak isimlendirmek yerine
Akvaryum koyu olarak isimlendirmek yeridir. Kum veya çakıl bir plajı bulunmayan bu koyda, denize kayalıkların arasından girilmekte. Özel bir işletmenin kayaların üzerine kurduğu platformlarda hem güneşlenmek hem de denize girmek mümkün. Yüzme
bilmeyenler için
makul bir alan tanıyan bu plaj, bilmeyenleri memnun edecektir ama bilenleri emin olun daha çok memnun edecektir zira bu koy
dalış ekiplerinin bile uğrak adresi.
İnceboğaz Plajına ulaşım için kullanılan
minibüs hattı Hidayet Plajına ulaşım için de kullanılabiliyor. İki plajın arası araç ile 5 dakikalık bir mesafe. Hidayet Plajı benim en beğendiğim plajlardan birisi oldu, ziyaret kesinlikle
tavsiye ederim.
4 Duş, 4 Kabin mevcut.
|
Kaynak: www.hidayetkoyu.com |
Akçagerme Koyu (Plajı)
Bir turizm meslek lisesi tarafından işletilen bu plaj, şehir merkezinin batısından yer almakta. Ulaşım için hem Kalkan-Kaputaş minibüsleri hemde Gökseki minibüsleri kullanılabilir. Şehir merkezinden ulaşım yaklaşık 10 dakika zaman almakta.
Bir Şezlong ve bir Şemsiye yalnızca 10 TL. Büyük Çakıl plajından daha geniş bir alana sahip olan bu plajda, denizin ortasında 2 adet plastik yüzen platform bulunmakta. Suyu oldukça
sakin ve
sıcak olan bu plaj yine yüzme
bilmeyenler için oldukça makul bir alan
tanıyor. Ayrıca çocuklu aileler için çocuk havuzu ve küçük bir su parkı da mevcut. İlk gittiğimde çok beğensem de Hidayet Plajını gördükten sonra o kadar da çekici gelmemeye başladı :)
Çokça Duş, 4 Kabin mevcut.
|
Kaynak: cinarlarapart.com |
Kaputaş Plajı
Gelelim
Kaş ve
Kalkan yöresindeki yerli ve yabancı turistler için en
popüler plaja. Kaştan
minibüs ile yarım saate ulaştığınız bu plaja inmek için 200 küsur
basamağı göze almanız gerekmekte. Küçük Çakıl plajından sonra benim için en büyük
hayal kırıklığı sanırım Kaputaş oldu. Yukarıdan baktığınızda çok ama çok güzel bir görüntüsü olan plaj, oldukça
kalabalık ve her daim
dalgalı olması ile yüzmeye pek elverişli değil.
|
Kaynak: change.org |
Patara Plajı
Zamanında Türk filmlerindeki çöl sahnelerinin çekilebileceği kadar
geniş ve güzel bir kum sahile sahip olan bu plaj kesinlikle görülmeye değer, ancak yüzmeye değil. Zira çok dalgalı ve dip akıntısının olduğu bu plajda yüzmek oldukça
tehlikeli. Cankurtaranların neredeyse sürekli geçtiği anonsları
dikkate almak gerek. Benim ziyaretim sırasında bir vatandaş
boğulmak üzere iken cankurtaran botu ile kurtarıldı ve akıbetini henüz bilmiyorum.
Ziyaret ettiğinizde zaten göreceksiniz, insanlar genellikle
güneşlenmeye ve emniyet şeridi arkasında dalgalar ile
oynamaya geliyorlar.
Müze kartınızın olmadığı durumda Plaj ve Antik kent için ziyaret durumunuza göre
ayrı ayrı ödeme yapmanız gerekiyor. Müzekart ile her ikisi içinde
ücretsiz geçiş mümkün, ancak Şelong ve Şemsiye her iki durumda da
ücrete tabii.
Patara plajına ulaşım
Kaş otogardan kalktan
Kaputaş-Kalkan minibüsleri ile mümkün. Minibüs sizi Patara plajına kadar getirmeyebiliyor, bu durumda Patara kavşağında indirip
servise binmenizi rica edecekledir.
|
Plajdaki Servis Saatleri Çizelgesi |
Çokça Duş, 4 Kabin mevcut.
|
Kaynak: Plajtr.com |
Limanağzı Plajı
4 işletmeye sahip bu plaja, tekne servisleri ile ulaşım mümkün. 9’da başlayan servisler 19’da sona eriyor ve
doldukça kalkıyor. Gidiş dönüş ücreti ise
20 lira.
Bayram yoğunluğu nedeni ile saat 1 civarı gitmeye çalıştığımda sonraki servisin saat 4’te olduğu, plajlarda yer olmadığı ve sabahtan dolduğu söylendi. Şayet gitmek istiyorsanız yoğun sezonda sabahtan gitmenizi ve
ukala görevli için bir sakinleştirici almanızı öneririm.
Gezilecek Yerler
Hep yüzmek değil, birazda gezmek gerek. Antik kent ziyaretlerinde güneş gözlüğü, şapka, bolca su ve güneş kremi bulundurmayı ihmal etmeyin. :)
Kral Mezarı - Antiphellos (Kaş) Antik Kenti
Her ikisi de Kaş
Merkez içerisinde yer alıyor. Kral Mezarı zaten
Uzun Çarşı olarak adlandırılan (kısacık sokak) yerin hemen ucunda. Antik kent ise
Yarımada yolu üzerinde yer alıyor. (Kent demek yanlış bence, zira yalnızca tiyatro ayakta kalmış.)
Buraları ziyaret etmeden
önce güzelce
araştırmakta fayda var. Çevrelerinde açıklayıcı bilgi bulmak zor. Bu kadar yakın olmalarından ötürü görmeden gitmek eşeklik olur.
Myra - St. Nikolaos Kilisesi
Noel Baba'nın doğduğu yer olmasa da yaşadığı ve kilisesinin olduğu yer Demre.
Otogardan Meydana yürüyerek 5 dakikada ulaşabilirsiniz. Ayrıca
Myra Antik Kenti yine Demre'de yer alıyor. Myra için bir otobüs-minibüs
bulamadım. Yürümeye elverişli bir yol değil,
taksi kullanmanız gerekecektir. Geliş gidiş için
30 TL verdim.
Biraz tarih-tarihi şeylere ilgi duyuyorsanız sizi memnun edecek bir gezi olur. Demre'ye aşağıda bahsettiğim otobüs hattı ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Xanthos Antik Kenti
Xanthos,
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan ve Likya medeniyetine
başkentlik yapmış bir şehir. Yukarıda bahsettiğim Antik Kentlerden çok daha
büyük ve
etkileyici. Tarihe ilgi duymayanları bile
hikayesi ile etkiyeceğine ve kendisine çekeceğine eminim.
Ulaşım için
Kaş-Kınık hattını kullanabilirsiniz. Gidişte araç sizi Antik kentin içine kadar
götürüyor. Dönüş için otogara
10 dakika yürümeniz gerek.
Patara Antik Kenti
Yukarıda plajlar kısmında anlattığım için ulaşım ve giriş detaylarına girmeyeceğim. Maalesef zamanı ayarlayamadığım için ziyaret edemedim. Ancak uzaktan gözlemlediğim kadarıyla, en az Xanthos kadar
büyük olduğu ve bir o kadar
görülmeye değer olduğunu söyleyebilirim.
Saklıkent
Lafı uzatmaya gerek yok, tam bir
doğa harikası.
2 saatlik yolcuğu fazlası ile hak ediyor, mutlaka ziyaret
ediniz ve gidebildiğiniz kadar
ileri gidiniz.
Şort,
deniz ayakkabısı (olmadı parmak arası terlik) ve bolca sabır gerekiyor. O soğuk sulardan geçerken ve ufak tefek kayalara tırmanırken lazım olacak :)
Günde
bir adet Kaş-Kınık aracı Saklıkent'e gidiyor ve geri getiyor. Başka bir alternatif bulamadık. Detayları aşağıdaki bulabilirsiniz.
Kekova - Batık Şehir Tekne Turu
Kaş giden herkesin yapması gerektiğini düşündüğüm bir tur. Hem şehir içinde hemde merkezdeki limanda sayısız acente, çok sayıda tekne turu düzenliyor. Kekova-Batık Şehir bunlardan birisi.
Acenteden acenteye bu turun kapsamı, ziyaret edilen koylar, rota, süre, yiyecek - içecek, ücret ve rehberlik farklılık gösteriyor.
Xanthos Travel'ı tercih etmiştim ve
memnun kaldığımı söyleyebilirim. Öncelikle
9:30'da Kaş merkezden alıp
40 dakika uzaklıktaki
Üçağız'a götürülüyorsunuz. Orada tekne turu başlıyor. İlk olarak koy girişinde bir
yüzme molası veriliyor. (Teknede can yeleği, makarna mevcut) Daha sonra
rehber anlatımı eşliğinde
Batık şehir baştan başa geçiliyor-görülüyor. Daha sonra
çeşitli koylarda yine yüzme araları veriliyor. Bir koyda yabani
keçiler besleniyor. Son olarak
Simena (Kaleköy) ziyaret ediliyor ve dönüş yolcuğu başlıyor. Takriben
6:30 civarı
Kaş'a varmıştık.
Yemekler ve ikram ücretsiz ancak içecekler ücretliydi. Tekne çok şükür ki müzik yoktu.
Simena (Kaleköy)
Tekne turunun bir parçasıydı ancak ayrı bir başlık altında konuşmak gerek. Çok ama çok güzel bir yer. Keşke müstakil olarak ziyaret etme fırsatım olsaydı, 45 dakika yetmedi bana. Ziyaret ettiğinizde zirvedeki kaleyi mutlaka gezin ve manzaranın keyfini çıkarın. Müzekart ile ücretsiz giriş sağlayabilirsiniz.
El yapımı dondurma satan çok sayıda işletme mevcut ve hepsi geçerken müşteri çekmek için tadımlık dondurma ikram ediyorlar. Deneyip karar verebilirsiniz. Ben "The I Am Here Cafe"yi tercih etmiştim. Çok güzel bir manzaraları var, dondurmaları çok lezzetli ve çok ama çok iyi birer esnaflar. (
TripAdvisor,
EkşiSözlük) Limonlu dordurma seçerken dikkat! Limonlu-Naneli yazıyormuş :)
Ulaşım İmkanları
Açıkçası aracı
olmayanlar için Kaş tatili pek mutlu
geçmeyebilir. Zira birçok minibüs hattı oldukça sıkıntılı ve kaçtığınız şehirdeki yoğunluğu size yaşatıyor. Ancak konforlu olmasa da istediğiniz bir çok noktaya ulaşım için hatlar
mevcut. Gittiğim yerlere göre kullandığım hatlar şöyle;
Yarımada - Merkez
Bu hattın başlangıç noktası
Merkez Caminin hemen yanı, tam olarak
burası. Adından anlaşılacağı üzere yarımadaya gidiyor. Bu hattı kullanarak
İnceboğaz ve
Hidayet plajlarına gidebilirsiniz. Yol
kısa ve araçlar büyük şehirlerdeki dolmuşlar gibi çalıştığı için ayakta gitmenin
mahsuru yok.
|
Soldaki kısım - Yarımada - Merkez |
Kaş - Gökseki
Yarımada minibüsü ise
aynı noktadan hareket ediyor ve Devlet Hastanesi ardından Gökseki istikametine devam ediyor. Bu hattı kullanarak
Akçagermeye ulaşabilirsiniz. Yine aynı şekilde ayakta atlayabilirsiniz hemen :)
|
Ortadaki kısım - Kaş - Gökseki |
Kaş - Kınık
Diğerlerine göre birkaç varyasyonu olan bu hat Kaş Otogardan hareket ediyor. Sırası ile Akçagerme, Kaputaş, Kalkan, Patara, Saklıkent olarak devam edip Kınık Otogarda son buluyor.
Kaputaş'a bile gidecek olsanız oturmaya bakın. Yol ürkütücü derece virajlı, kesinlikle o halde çekilmez. Zaten tutunacak yer olmaması rağmen ayakta yolcu alınıyor ve sıkışık olabiliyor.
Saklıkent'e gitmek isterseniz tek atış hakkınız var. Ne demek bu? Günde yalnızca bir Kınık aracı Saklıkent'e gidiyor, Saklıkent Kınık'ın ilerisinde bir yerde. Size tavsiyem gidiş-dönüş ücretini peşin vermeniz.
|
Her aracın içinde yer alan çizelge |
|
Otogarda yer alan çizelge - Saklıkent seferi tepede |
|
Yukarıdaki görüntünün sağ üste detayı |
Kaş - Demre
Bu hat bir
otobüs hattı ve "Demre'ye neden gidelim?" diye sorarsanız,
Myra ve
St. Nikolaos Kilisesi için cevabını alırsınız, yani
Noel Baba. Kaş otogardan hareket ediyor.
|
Kaş Otogar - Demre Kalkış saatleri kırmızı yazı |
|
Demre Otogar - Kaş Saatleri turuncu |
Taksiler
Aracın olmadığı durumda minibüslerle idare edilse de, sefer aralıklarının 30-60 dk olması dönüşte taksi kullanmaya itiyor.
Pazarlık ve
taksimetre yok, önceden
belirlenmiş fiyatlara göre ödeme yapıyorsunuz. Ama en azından karşılaştığım tüm taksiciler
iyiydi, bir İstanbul klasiği yaşamadım :)
|
Büyük - Küçük Çakıl'a yakın olan taksi durağının fiyatları |
|
Merkezdeki taksi durağının fiyatları |
Yemek İçmek
Çeşitli uygulama ve blog yazılarında zaten güzel, popüler ve dolayısıyla görece pahalı mekanları bulabilirsiniz. Ben size ekonomik, lezzetli ve doyurucu mekanları çok kısaca anlatayım.
Kekik Restoran
Tantuni ve ciğer yemek istiyorsanız, hem çok lezzetli hem de uygun fiyatları ile sizi bekliyor. Çalışanlarını çok sevmiştim. Selam olsun.
Atatürk Bulvarındaki Restoranlar
Bulvar üzerinde 4-5 adet ucuz restoran mevcut. Hepsinin menüsü neredeyse aynı; ev yemekleri, lahmacun, kebaplar, salatalar, mezeler vb... Nereyse hepsi sürekli dolu ve yoğun ancak lezzet ve hizmet farkları var.
Yeşil restoran bence en iyisi, hem lezzetli hem de çalışanları insan gibi. Bir sonraki tercihim Öz Nazilli olur, ancak sipariş alan adam 2 kez gitmemenizi garanti ediyor. 2000 restoranına gitmemenizi tavsiye ederim ben yediğim şeylerden hiç tat almadım açıkçası.
26.08.2018 Murat Süzük İstanbul